AŞK

Sarmaş dolaş yalnızlığına
Sessiz tanıklık eder ya
Emellerin aşmıştır artık
Buradan öbür dünyaya
Çaresiz çekilirsin sen de
O amansız sorguya
Nasıl ki, aşk falına
Kurban giderse papatya
 
Ne günahı bilir gönül
Düşer bu kör kuyuya
Her şey güzeldir artık
Gözler dalmış rüyaya
Tercih edilir bir zindan
Som altından saraya
Nasıl ki, tutkulu bir denizci
Çıkmak istemezse karaya
 
İnsan;
Bin dereden su getirip
Kendi yatağında boğulur ya
Aşk;
Kendi yatağında tepinir
Onda kendini boğmaya
 
İsmail Zeki, bu şehir